Eşinin düzenli bir işi olmadığını belirten Adıyamanlı depremzede Büşra Kaynar, konteynerde yaşamanın zorluklarını anlattı. Eşinin uzun süreli çalışmadığını belirten Kaynar, “Çalışmıyor. Günlük işlere gidiyor” ifadelerini kullandı. Çocuk bezi almakta da zorlandıklarını anlatan Kaynar, “Çok zor. Çok pahalı. Kesinlikle yardım falan yok” dedi. Konteynerde yaşayan engelli Sevgi Küçükdoğan, temel gıda, temizlik ürünlerinin fiyatlarından yakınarak, “Gıda olsun, temizlik olsun her şeyde bayağı bir fiyatlar uçmuş. En basitinden şu an kira bile 14-15 bin liradan bahsediliyor. Burası Adıyaman deprem bölgesi olmasına rağmen bir şeylerin biraz daha düzenli, fiyatların düşük olması lazımken burada her şey daha çok pahalı” diye konuştu.
“ÇOCUKLAR MECBUR BURADA BÜYÜYECEK. GİDECEK YER DE YOK”
Toplam üç çocuğu olan Kaynar, “Ne zamana kadar konteynerde yaşayacaksınız” sorusuna, “Çocuklar mecbur burada büyüyecek. Gidecek yer de yok” yanıtını verdi. Müzikle uğraştığını ve engelli maaşı aldığını söyleyen Müslüm Delibaş, “Sıkıntılar bitmiyor. Devletin verdiği yardımlarla geçiniyoruz. Engelli maaşı var, bakım aylığı var 11 bin 800’e çıktı şu an” sözleriyle durumunu anlattı.
“BİZ BU PARAYI NASIL ÖDEYECEĞİZ ZOR BİZİM İÇİM”
Depremde ağır hasar gören evlerinin daha sonra yıkıldığını anlatan Delibaş, “Yerinde dönüşüme başvurduk. Ama mağdur insanların devletin verdiği krediden muaf olması lazım. Biz bu parayı nasıl ödeyeceğiz zor bizim içim” dedi.
“‘ADIYAMAN KENDİ DEPREMİNİ YAŞAMADI’ DİYORLAR. YETKİLİLERİN BUNUN ÜZERİNDE DURMASI GEREKİYOR”
Televizyon ve radyolarda sık sık deprem haberlerini dinlediğini belirten Delibaş, “Uzmanların dediğine göre özellikle Naci hocanın (Naci Görür) ‘Adıyaman kendi depremini yaşamadı’ diyorlar. Yetkililerin bunun üzerinde durması gerekiyor. Yapılacak evlerin gayet iyi bir denetim geçmesi, deprem dayanaklı olması. Tekrardan böyle bir olayın yaşanması halinde en azından can kaybı yaşanmamasını dilerim” diye konuştu.
“TOKİ’LER FALAN YAPILIYOR AMA BEN KİMSENİN GEÇTİĞİNİ DUYMADIM”
Delibaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bize bir yıl müsaade verin” sözlerinin hatırlatılması üzerine “TOKİ’ler falan yapılıyor ama ben kimsenin geçtiğini duymadım” dedi. Delibaş, ayrıca “Burası Adıyaman” türküsünü seslendirerek sesini duyurmaya çalıştı.
“HAZIR BEZ OLSUN, MAMA OLSUN, KIZIMIN GÜNLÜK İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMIYORUM”
Sevgi Küçükdoğan da bir yaşındaki kız çocuğu, eşi ve kaynanası ile konteynerde yaşıyor. Kızının ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirten Küçükdoğan, “Ben de doğuştan gece körlüğü, tavuk karası var. Tedavisi şu an yok ve gittikçe ilerliyor. Günlük yaşantımı çok zor karşılamaya başladım. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Eskiden düzenli parasını alıyordu. Depremden sonra durdurdular sigortasını yapmadılar, bir çıkarttılar bir çağırdılar…Hazır bez olsun, mama olsun, kızımın günlük ihtiyaçlarını karşılayamıyorum” dedi. Yağmurlu havalarda konteynerlere su girdiğini belirten Küçükdoğan, “Konteynerlerimiz damlatıyor. Hem maddi hem manevi her anlamda destek istiyoruz. Biz kiracıydık eskiden 900 lira kira veriyorduk. Şu an en basitinden kira 14, 15 (bin) diyor” diye konuştu.
“ADIYAMAN DEPREM BÖLGESİ OLMASINA RAĞMEN BİR ŞEYLERİN BİRAZ DAHA DÜZENLİ, FİYATLARIN DÜŞÜK OLMASI LAZIMKEN BURADA HER ŞEY DAHA ÇOK PAHALI”
Adıyaman’ın deprem bölgesi olduğu ve kira, temel gıda, temizlik gibi masrafların aksine pahalı olduğunu anlatan Küçükdoğan, “Gıda olsun, temizlik olsun her şeyde bayağı bir fiyatlar uçmuş. En basitinden şu an kira bile 14-15 bin liradan bahsediliyor. Burası Adıyaman deprem bölgesi olmasına rağmen bir şeylerin biraz daha düzenli, fiyatların düşük olması lazımken burada her şey daha çok pahalı” dedi. Kış şartlarında konteynerlerde yaşamanın daha da zor olduğunu kaydeden Küçükdoğan, “Su basıyor, mahvolduk biz, ben soğuk kaptım, çocuğum hafta hafta hastaneye yatış yapıyoruz. Konteyner damlatıyor çok şükür çadırdan iyi kalabiliyoruz ama etki etmiyor” diye konuştu. Hasta oldukları durumda hastaneye, doktora erişimde zorluk çektiklerini belirten Küçükdoğan, “Minibüsler çok geç geliyor, hastaneler çok yoğun. Herkes hasta” dedi.
“BU KONTEYNERİN ÇEVRESİ 10 KATLI BİNALARLA DOLUYDU YIKIMI YAPARKEN DOĞRU DÜZGÜN BİR SULAMA ARAÇLARI YOKTU”
Yıkımların sağlıklı koşullarda yapılmadığına da dikkat çeken Küçükdoğan, “Ev yıkımı yapıyorlar, molozları ortada bırakıp gidiyorlar, ne bir temizle olsun ne bir şey olsun doğru düzgün yapılmıyor, sulama falan yapılmadı. Bu konteynerin çevresin 10 katlı binalarla doluydu yıkımı yaparken doğru düzgün bir sulama araçları yoktu” diye konuştu.
“1 YIL OLDU, KİMSENİN DOĞRU DÜZGÜN EVİ FALAN VERİLMEDİ. TOKİ’LER DAHA HAZIR DEĞİL”
Depremin üzerinden bir yıl geçtiğini, ancak yeni inşaatların bitmediğini de söyleyen Küçükdoğan, “Ben hiçbir şey görmedim açıkçası bir yıl oldu, kimsenin doğru düzgün evi falan verilmedi. TOKİ’ler daha hazır değil” dedi.