İyi kötü her ülkeden bir ses çıktı Gazze faciasıyla ilgili olarak. En çok destekleyenler bile İsrail’e “artık durması gerektiğini” söyledi en azından. Avrupa’nın neredeyse her kentinde Filistin ile dayanışma gösterileri, İsrail protestoları yapılıyor sürekli. Güney Afrika ile Namibya bile dahil oldular soruna. Yani dünya hayli hareketli.
Bu kadar hareketli bir ortamda Azerbaycan’ın hiçbir şey olmamış gibi sessiz kalması dikkat çekici oluyor tabii ister istemez. Hem meslek gereği hem de ilgilendiğim alan olduğu için dünyadaki gelişmeleri sürekli izleyen biri olsam da dikkatimden kaçmış olabilir, belki de Azerbaycan’ın İsrail’in Gazze’deki kıyımına ses çıkarmadığını sanmış olabilirim. Eğer öyleyse yazımı yok sayabilirsiniz.
Bu arada Gazze’de olan bitene ses çıkarması mı gerekiyor Azerbaycan’ın? Gerekmiyor belki ama bir devletin tutumu da tavırsızlık olmamalı. İyi kötü bir iki tutum alabilir pek ala. Ama Azerbaycan’da yaprak kımıldamıyor. İsrail’le ilişkilerinin güçlü olmasıdır belki de sessizliğinin nedeni. Dünya diplomasisi Azerbaycan’ın İsrail’le sıkı fıkılığının bu ülkeyle ilişkilerini normalleştiren BAE’den de, Sudan’dan da Bahreyn’den de daha uzun ömürlü olduğunu bilir. Bu ülkelerle kıyaslanabilecek bir yakınlık değil yani. Daha fazlası.
Aklıma glenleri aktarayım; Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki son savaşta Türkiye kadar İsrail de askeri destek sağladı Azerbaycan’a, İsrail medyasına sızdı bu konuda haberler. Hal böyle olunca Bakü’nün İsrail karşıtı bir tutum alması zor tabii.
Sadece bu değil. Azerbaycan devletine dışarıda çok büyük bir muhalif kesim mevcut. Gün geçtikçe de Avrupa’da İlham Aliyev yönetimine karşı kamuoyu yaratmada etkili oluyorlar. Bu nedenle Bakü’nün İsrail’in desteğine ihtiyacı var Avrupa ile ABD’de. Azerbaycan iç muhalefetinde İslamcılar etkin. İslamcılığa karşı olma konusunda Azerbaycan ile İsrail’in anlaştığı da ortada. Bu, güvenlik konusunda kapsamlı bir işbirliği içindeki iki ülkenin karşılıklı istihbarat paylaşımını da beraberinde getiriyor doğal olarak.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler de Azerbaycan’ın sessiz kalmasının nedenlerinden biri olabilir. İsrail, ham petrol ihtiyacının yüzde 40’ını Bakü-Ceyhan boru hattı aracılığıyla tedarik ediyor. Bunun karşılığında Azerbaycan’a silah satıyor. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ordudaki silahlarının yüzde 60’ı İsrail fabrikalarından gelme. Arasında insansız hava araçları, füzeler, radar sistemleri ile mühimmatın da olduğu bu silahlar Azerbaycan’ın Ermenistan ile son savaşında askeri üstünlük sağlamasında önemli rol oynadı.
İran’ın Ermenistan yanlısı tutumundan ötürü, Hamas’a destek vermesi de mümkün değil Azerbaycan‘ın. İran’ın, mezhebi farklılığa rağmen destek verdiği Hamas’ın yanında durmak Bakü için İsrail’i karşısına almak olur ki, bunu yapamaz.
Azerbaycan’ın, çıkarları gereği, İsrail’e tamamen karşı olmasa bile eleştirel tutum almaması elbette anlaşılabilir bir durum. Bakü‘nün İslam dünyasıyla çok da derin muhabbeti yok. Ama buna karşın İsrail’in Gazze kıyımı karşısında sessiz kalışının utanç verci bir tarafı var. Aliyev Ermenistan’la tutuştuğu savaşta camilerinin saldırıya uğradığını söyleyerek o pek de muhabbet göstermediği İslam dünyasından destek istemişti. Camisi yıkılan, hastanesi, okulu bombalanan Gazze’yle empati yapabilecek bir ülkedir oysa. Sessziliğini çirkinleştiren de bu zaten.
Azerbaycan halkı nazik bir halk elbette. 7 Ekim 2023’de gerçekleştirilen Hamas saldırıları sonucu ölen İsrailli siviller için 9 Ekim’de İsrail’in Bakü Büyükelçiliği’nin önüne çiçeklerle, oyuncaklar bıraktılar. Doğru yaptılar. Elbette kınanmalıydı o saldırı. Nerede ölen varsa anılmalı, öldüren lanetlenmeliydi tabii.
Gazze’de binlercesi çocuk 25 bine yakın Filistinli öldü. İsrailli sivilerin katline ilişkin takdir edilesi o inceliği gösteren Azerbaycan halkı, aynı Büyükelçiliğin önüne gidip bu kez de Filistinliler için çiçekler, oyuncaklar bıraksaydı olmaz mıydı?
Bilmez misin ey can Azerbaycan?
Nereye ait olduğu fark etmez, kurban her yerde kurban.